Ergenekon, Balyoz, 7 Şubat, 17/25 Aralık, MİT TIR’ları, Selam Tevhid yargı kumpaslarını unutursanız ölürsünüz...
BUGÜN köşemde Danıştay 5. Daire’nin görevine iade ettiği 387 FETÖ’cü hâkim ve savcı hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun başlattığı yeni incelemeyi yazarak yargıda FETÖ tehlikesinin boyutlarından söz edecektim.
Ancak Sözcü’den İsmail Saymaz’ın “Üst düzey Danıştay üyesi: Baskı ve tehdit altındayız” başlıklı yazısı, yargıdaki tehlikenin FETÖ’nün çok üzerinde olduğunu gösterdi.
O Danıştay üyesi her kimse -ki benim bir tahminim var- verilen kararların içeriğinden, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun temyiz dilekçelerindeki itiraz konularından ya habersiz ya da bilerek yalan söylüyor.
İHRAÇ GEREKÇELERİ
Çünkü Danıştay 5.Daire’nin görevi iade kararı verdiği kişiler arasında ByLock yazışmalarında adı geçen, ankesörlü hatlarla haberleşen mahrem imamlarla irtibatı olan, FETÖ derneğine bağışta bulunan, itirafçı ifadelerinde ismi geçen, hakkında FETÖ üyeliğinden işlem yapılan kişilerle yoğun ilişkisi olan, emniyet raporlarında örgüt ile ilişkisi yer alan hâkim ve savcılar var. HSK, Danıştay 5.Daire’nin gözardı ettiği bu bilgi ve delillere temyiz dilekçesinde yer vererek Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nda itiraz etti. Konunun basında gündeme gelmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Danıştay’ın aldığı bu karara da sessiz kalmamız mümkün değil. Bu tür kararlar bizi ciddi manada rahatsız ediyor. Biz de bu işin üzerine üzerine gidiyoruz, gideceğiz, takipçisi olacağız” açıklamasından sonra Hâkimler ve Savcılar Kurulu devreye girerek göreve iade edilen 387 kişinin dosyasının yeniden inceleneceğini açıkladı.
HSK TEMYİZLERİNİ GÖRMEMİŞ
İsmail Saymaz’a konuşan “Danıştay üyesi”, yargı camiasının FETÖ’cü olduğunu bildiği isimlerin göreve iade edilip kürsüye çıktığı, kamuoyunda ciddi şüphe ve tartışmanın olduğu bir konuda “Evet şüphe varsa inceleme yeniden yapılsın. Tek bir FETÖ mensubunun 387 kişi arasına karışıp yargıda yer almaması için inceleme yapılması yerinde olur” diyeceğine, Danıştay 5.Daire’nin verdiği kararları şöyle savunuyor: