OECD bir ülkenin vergi cenneti (Kıyı Bankacılığı Off-Shore) olarak ifade edilebilmesi için taşıması gereken ölçütleri belirlemiştir. Buna göre; (i) sıfır ya da çok düşük vergi uygulaması, (ii) bilgi değişimini önleyen idari ve yasal sınırlamaların varlığı, (iii) şeffaflık yoksunluğu ve (iv) o ülkede bulunmanın yalnızca vergisel gerekçelere dayanması ölçütlerini taşıyan ülkeler vergi cenneti olarak değerlendirilmektedir. OECD başlangıçta nitelendirme için gerekli ölçütleri saymakla birlikte, hâlâ kavramı bütün yönleriyle ortaya koyacak üzerinde anlaşılmış evrensel bir tanım da bulunmamaktadır.
Para aklama bu ülkelerde mevcut finansal kuruluşlar (özellikle bankalar) veya paravan şirketler (Shell Companies) aracılığı ile olabilmektedir. Bankalar suçlular tarafından kurulabileceği gibi işbirlikçileri tarafından da kurulabilir. Merkezlerde kurulan bankalar ve paravan şirketlerin ortaklık yapıları hakkında bilgi edinilememektedir, dolayısıyla bunlar gerçek sahiplerinin bilinmediği şirketlerdir. Çünkü bu ülkelerde sıkı bir sır saklama yükümlülüğü olup mahkeme kararı veya hükümet izni olmadan, bilgi verenlere ağır cezalar verilebilmektedir.
Bir sınır ötesi banka, içinde bulunduğu ülkeden bankacılık işlemlerinin tümünü sürdürebilir ve bütün dünyaya suç geliri transfer edebilir. Ancak bu tür merkezler için ciddi sorumluluklar getiren düzenlemeler üzerinde çalışılmaktadır. Böylece bu merkezlerin aklamaya karşı mücadelede diğer ülkelerle işbirliği içinde olmasına çalışılmaktadır.