Füzeleri ateşleme emri sabah şafak sökerken verildi, Suriye’nin
başkenti Şam ile Hama, Humus, Dara ve Süveyda kentlerindeki askeri
noktalara bombalama başladı. Başladı ve “bu bir
uyarıdır” diye bitirildi.
“Bizi dinlemezsen”
“Yeniden vururuz”
Dediler.
Yine “kimyasal silah üretimi ve depoları var”
iddiası ile ABD, İngiltere, Fransa bu kez Esad’ı hedefe koydu. Aynı
yalan iddiayla Saddam’ın ülkesi Irak’a ölüm yağdırılmış ve yine
benzer yalanla Kaddafi’nin ülkesi Libya, kan gölüne
döndürülmüştü.
Öldüre!
Yaka!
Yıka!
Bombalaya!
İnsanlık savunucusu oluyorlar. ABD, Fransa ve İngiltere’nin
emperyalist yüzü; “Esad, Doğu Guta’da kimyasal silah
kullandı” iddiasının arkasına gizlendi.
Acı olan EMPAS!
EMPAS’a Türkiye düştü.
Türkiye adına resmi açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı sözcüsü ile
Türk Dışişleri Bakanlığı sitesi “Bu operasyonu (Suriye
kentlerinin bombalanmasını) memnuniyetle karşılıyoruz. Operasyon
tüm insanlığın vicdanına tercüman olmuştur” dedi. * * *
Biliyorsunuz:
EMPAS, bir kağıt oyunu deyimidir. Hangi kağıdı atarsan at, karşı
tarafın işine yarar. Daha yüksek bir kağıdı daha düşük kağıda
yedirmeye mahkum olursun. EMPAS’a düşersin. ABD arkasına İngiltere,
Fransa ve NATO’yu da alarak Suriye’nin başkenti Şam ve çevresindeki
şehirleri bombalamaya başladığında; “Doğu Guta’da kimyasal
silahı Esad kullandıysa da asıl suçlu ESAD’a güç ve destek veren
Rusya ile İran’dır…” dedi. Yani Türkiye Cumhurbaşkanı 15
gün önce ellerini etten köfte yapar gibi avuçlarına alarak
“dost ilan ettiği Rusya ile İran’ı kimyasal silah
kullananlar” diye suçlu ilan etmiş oldu. Bu açıdan bakınca
ABD aslında “Rusya ile İran’ı uyarmak için” Şam ve
çevresindeki kentleri bombalıyor. Türkiye ise “bu
bombalamadan memnuniyet duyduğunu” açıklıyor.
10 gün önce!
El ele tutuştuk.
Dostlu...