Uzun süredir gündemimizi meşgul eden KDV’de İngiliz Modeli
tartışmaları canlılığını korurken, sayın Maliye Bakanı geçen hafta
“devreden KDV sistemine son vereceklerini” aşağıdaki gibi
açıklamıştır.
“Yapılacak düzenlemeyle yatırım, üretim ve ihracat üzerinde KDV’nin
yük olmaktan çıkarılacağını, devreden KDV uygulamasına son
vereceklerini, mevcut uygulamada yatırım veya üretim aşamasında 100
TL KDV ödeyen mükelleflerin, yaptıkları satışlarda topladıkları
KDV’yi bu rakamdan indirdiklerini, indirilemeyen vergi dolayısıyla
devletin biriken KDV borcunun 140 milyar liraya ulaştığını ve bunun
30 milyarının belediyeler ve diğer kamu kurumlarına ait olduğunu,
işletmelerin indirilemeyen KDV alacağının ise 70-80 milyar lira
dolayında bulunduğunu ve yeni sistemde, indirilemeyen KDV belli
periyotlarla nakit olarak iade edilecektir.”
İngiliz modeli nedir?
Örnek alınmaya çalışılan İngiltere Modeli’nin ana hatları
aşağıdaki gibidir;
– Grup şirketleri tek bir beyanname verebilmektedir,
– Tahsilatı yapılmayan KDV’nin iadesi istenebilir,
– Eğitim ve sağlık hizmetleri KDV’ye tabi değildir,
– Ev içi zorunlu olan bir takım araç gereçlerde KDV oranı
yüzde 5’tir,
– Şirketler aylık değil, 3’er aylık dönemler halinde beyanname
verebilir,
– KDV oranı yüzde 20, yüzde 5 ve yüzde 0 şeklinde
belirlenmiştir,
– Katma Değer Vergisi’nin diğer aya devredilmesi söz konusu
olmayıp, devredecek KDV çıkması durumunda bu tutar en geç 10 gün
içinde mükelleflere iade edilmektedir.