Ülkemizde, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu 1964 yılında özel bir kanunla özerkliği olacak şekilde kurulmuştur. Daha sonra bu özerkliği kaldırılan TRT, Anayasa’nın 133. maddesi ve 2954 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kanunu uyarınca; tarafsız bir kamu tüzel kişiliğine sahip, Türkiye’nin tek kamu yayın kuruluşu haline gelmiş, 8000’i aşan çalışanı ve yılda 2 milyarı aşan harcamasıyla faaliyetlerini sürdürmektedir. Anayasal bir kurum olan TRT’nin, kanunlarda belirlenmiş ilkelere rağmen, gerçek anlamda tarafsız bir kamu yayıncılığı yapıp yapmadığı her zaman tartışma konusu olmuştur.
DEĞİRMENİN SUYU NEREDEN GELİYOR?
Gelmiş geçmiş bütün hükümetler, TRT‘ye o kadar çok önem vermişler ki, 1984 yılında Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirleri Kanun’u çıkartılmış, bu kanun ile de değirmenin suyunun hiç kesilmemesi sağlanmıştır.
TRT’nin ana gelir kalemleri; televizyon, radyo, video, cep telefonlarından alınan bandrol ücreti, elektrik tüketiminden alınan %2 TRT payı, ilan ve reklam gelirleri ve diğer gelirlerden ibarettir.
TRT’nin bu gelir kaynaklarını, iktidarın emir ve talimatı doğrultusunda amacına aykırı ve taraflı kullandığına ilişkin tartışmalar yoğunlaşınca; 2016 yılından bu yana TRT’nin faaliyet raporlarını görmek mümkün olmadı.
Son yayımlanan TRT’nin 2016 yılı faaliyet raporuna göre; TRT’nin gelirleri bandrol %45 (962 milyon lira), enerji payı %37 (841 milyon lira), ilan ve reklam %6, diğer gelirler %12 şeklinde gerçekleşmişti. TRT’nin sonraki yıllar iş ve işlemleri ile ilgili bir soru önergesi üzerine; Cumhurbaşkanı Yardımcısı, TRT’nin bilgilerinin “ticari sır” kapsamında olduğunu ileri sürerek, bu konuda cevap vermemiştir.