Bugüne kadar, ‘Türkiye Avrupa Birliği çizgisinden çıkmasın’ diyenler şimdi, ‘Avrupa Birliği çizgisinden çıkıyor’ derdine düştü…
“Sizi kim çizgiden çıkardı ise gidin oraya ağlayın” demek lazım ama…
Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ortaya çıkardığı tablo, sadece Türkiye-AB ilişkilerini değil, ABD-Avrupa ilişkilerini de anlamadan on yıllarımızı peşlerinde heba ettiğimizi göstermiyor mu?
Şimdi de aynısını yapıyoruz; AP seçimlerinin sebep-sonuç ilişkilerini değerlendirirken yine sıcak gelişmeler aklımızı esir alıyor. Mesela, Ukrayna savaşının sandık sonuçlarına etkisini birincil gerekçelerden sayıyoruz. Değil; sadece hızlandırıcı/katalizörlerden biri. Pandemi de öyle, ekonomik sıkıntılar da öyle, göçmen meselesi de.. Bu seçim sonuçları da ‘sonuç’ değil aslında. ‘Ukrayna savaşı nereden çıktı’ sorusuna da aylarca aynı Batı aidiyetinin kataraktından baktığımız için oluyor bunlar…
İlla Avrupa’nın geldiği hali belli tarihe bağlamak takıntınız varsa -ki bu da ‘süreç’ okumayı sevmediğimiz anlamına gelir-; ekonomik saiklerini 2008 krizinde arayabilirsiniz. Başlangıca dayanma rahatlığı verebilir ama ‘dolarizasyon’ mimarisini yine...