“Bugün Amerika Birleşik Devletleri, gerçek rakiplerin olduğu ve çoğunlukla Washington’a meydan okuyarak çıkarlarını güçlü şekilde savunan birçok ülkenin bulunduğu bir dünyayla karşı karşıyadır. Yeni dinamiği anlamak için Rusya’yı veya Çin’i değil, Türkiye’yi düşünün. Otuz yıl önce Türkiye, güvenliği ve refahı açısından Washington’a bağımlı, itaatkâr bir ABD müttefikiydi. Türkiye ne zaman periyodik ekonomik krizlerden birini yaşasa, ABD onu kurtarmaya yardım etti. Bugün Türkiye, güçlü, popüler bir lider olan Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde çok daha zengin ve siyasi açıdan daha olgun bir ülkedir. En yüksekten taleplerde bulunulduğunda bile rutin olarak ABD’ye meydan okuyor”… (‘The Self-Doubting Superpower. America Shouldn’t Give Up on the World it Made’, 12 Aralık, F. Zakaria, Foreign Affairs.)
2024 yılının açılış yazısı olarak spesifik dış politika gelişmeleri yerine ‘önümüzdeki yola”, Türk Yüzyılı’na Ankara’nın duruşuna bakmak
yerinde olur sanırım…
“Adaletsiz ve dengesiz küresel yönetim sisteminin son çırpınışlarını yaşadığına inanıyoruz”…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘yeni yıl mesajı’ içinden aldığımız bu cümle...