Pazar akşamı Fransa İçişleri Bakanı’na “veba virüsü” gönderilmesi Batı’nın vesikalığını ancak bu kadar iyi kareleştirebilirdi…
Olimpiyatların açılış seremonisi ‘ortaçağa dönüşün’ en açık sembolizmini oluşturdu ve-dahî mevcut dünya haliyle ancak bu kadar uyumlu olabilirdi…
Her türlü rezilliğin temize çekilip, kutsandığı ve organizasyon yetkililerine göre ‘farklılıklara hoşgörü’ bağlamında sunulduğu “temalar” şu kadar yalın gerçekliğe denk düşüyor; Paris’te vur patlasın çal oynasın çıldırılırken, sadece bir kaç yüz kilometre kuzeyde binlerce çocuk yaşta genç doğranıyordu…
Bu “farkında olmama” hali tam da Marie Antoinette’le anlatılabilirdi, o dahi “başı elinde” sahnedeki yerini aldı. Tepki çeken açılışın her elementi o denli mide kaldırıcı ama yine o kadar açıklayıcı ki, hesaplanarak yapılmadığına inanmak zor…
***
Mesela, LGBT gösterisi! Bunun, ‘Son Yemek’ tablosuyla birlikte işlenmesi bu konulara meraklı kesim açısından daha derin anlamlar da üretti ama ‘orijinalinde’ masada oturanlardan birinin “erkek mi kadın mı” olduğu tartışmaları özelinde de okunabilir; öykünün başladığı ve günümüzde...