Sayın Devlet Bahçeli’nin ilk işaretlediği yerden kazmaya başlayalım… Açılış cümlesi oydu; “Putin, yeniden devlet başkanı seçilmesinden sonra ilk ziyaretini Çin Halk Cumhuriyeti’ne yaptı. İki ülke lideri arasında düzenlenen zirvede, ‘yeni dönemde kapsamlı stratejik işbirliği ortaklığının derinleştirilmesi’ bildirisi imzalanarak ilan edildi”…
İşin başında Moskova- Pekin ilişkilerinin ulaştığı nokta, dış politika, uluslararası ilişkiler uzmanları tarafından neredeyse külliyen reddedildi ve-dahi ‘mümkün olmadığı’ söylendi…
Bu tespitin tarihi hatta stratejik nedenleri olsa da gerçeği yansıtmadığı kısa sürede anlaşıldı, onlar tarafından da kabul edildi.
İstisnai ilişki vardı ortada ve hemen kavranılamamasını -biraz- hoş görebiliriz, çünkü ‘yeni küresel düzen arifesi’ anlaşılmamıştı. Dönüşümün dinamikleri yok kabul ediliyordu. Her nedense?..
Tersine, -şu aşamada- iki süper gücün ittifakını hâlâ ‘kayıtsız-şartsız’ diye tarif edemeyiz; çok ilerlemiş/sıra dışı ilişkidir ama ‘stratejik muğlaklık’ içeriyor. ‘Stratejik uyum’ daha isabetli tarif olacaktır…
Sebebi daha çok Çin’e aittir. Ama mevcut...