Biliyorsunuz, yakın zamana kadar Türk aile yapısına uygun olmayan evlendirme programları ciddi eleştiriler alıyor, halkın ahlakını bozduğu iddiasıyla kınanıyordu. Derken kayıp şahısların bulunmasına yardım eden polisiye sabah programları trend oldu. Ve, aile içinde kalmış birçok suçun ortaya çıkmasını da sağlayan programlarda yer alan öyküler ‘aile’ kavramını ciddi şekilde sınamaya başladı.
Palu Ailesi'nin içine savrulduğu suç ve günah bataklığı ise benzersizliği ile parmak ısırtıyor; ‘kutsal aile’ye dair bütün önkabulleri sarsıyor.
Kim bir adam tarafından tecavüze uğrayan işkence gören ispirto içirilen ve öldürülen çocukların bulunduğu ve hatta bazı kadınların da bu şiddete seyirci kaldığı Palu Ailesi vakasından sonra ‘aile’ kavramının kutsallığına duyduğu inancı sürdürebilecek kadar cesur olabilir?
Cevap: Çok az kişi.
ÇOK BOYUTLU DEKADANS
Konuyu takip etmek de, özetlemek de zor.
Önce aileden bahsedelim: Aile fertleri , Harun ve Havva Palu çiftinin 5 çocuğudur: Fatih, İsa, Emine, Meryem ve Ayşe Melek. Tuncer Ustael ile evlenen Emine’dir. Kardeşi Meryem de Ahmet ile dünyaevine girer. Emine ve Tuncer Ustael çiftinin bir kız bir de erkek çocuğu olur. (Kızın adını bulamadım, oğlanın adı Enis) Meryem ve Ahmet çiftinin de Recep ve Melike adlarında iki çocuğu dünyaya gelir.
Ve günlerdir toplumda infial yaratan hadiseler zincirine bir çerçeve çizelim: Girdiği aileyi mahveden, evlendiği kadının kızkardeşinin yani baldızının ailesini ise yokeden bir ‘damat’ var.
Adı Tuncer Ustael.
Hasta mı usta mı olduğu belirsiz; kesin olan şey, insanların çarpık itikatlarını daha da çarpıtmakta, manuple etmekte yetenekli olduğu kesin. Ama asıl özelliği aile içinde her melanete; işlediği cinayetlere bile müşteri bulabilmiş olması.