Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı yürüyüş 15. gününde. Maalesef yürüyüşten daha çok dikkat çeken, bu yürüyüşü bir tehdit olarak algılayanların yaptıkları, söyledikleri. Şimdiye kadar sürekli olarak Kılıçdaroğlu’nun bozgunculuk çıkarmak için yürüdüğü yazılıp çizildi. FETÖ talimatıyla yürüdüğü iddia edilebildi. Darbeye çanak tutmak için yürüdüğü ileri sürüldü.
Oysa dışarıdan, objektif bir gözle bakıldığında sadece şunlar görüldü: Milyonlarca kez halktan kopuk olmakla suçlanan CHP Genel Başkanı, insanların iftar sofralarına oturdu, güzergâhındaki kimselerle bayramlaştı. Bozkurt selamı verene bozkurt selamı verdi. Bayramın ilk günü rahatsızlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a geçmiş olsun dileklerini iletti. Genelge yayınlandı, trafik akışının korunması için, yolları kapatmamak için araçların yol kenarına park edilmesi yasaklandı. En fazla 6 kişi yan yana yürüyebilir, o bile belirlendi. Polisin ve jandarmanın bütün ikazlarına uyulacak. Laf atanlara sadece alkışla karşılık verildi, ağız dalaşına girmekten kaçınıldı. Sadece Türk bayrağı ve “Adalet” yazılı pankart ve dövizler kullanılıyor. Yerli yersiz herkesin aklına gelen sloganı atması yasaklandı. “Alkollüydüm hatırlamıyorum” denmemesi için yürüyüş ve konaklama alanlarında alkollü içki yasaklandı. Kılıçdaroğlu bir ara, yani KHK ile işlerinden atıldıkları için açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için grevlerinin 109. gününde açıklama yaptı, “Grevi bırakın, hayatınıza kıymayın” dedi.