PARTİLERİN milletvekili listeleri netleşti ve her zamanki gibi kimse tam olarak memnun değil. Zaten böyledir, hiçbir dönem hatırlamıyorum ki, tüm partililer listeden tamamen mutmain olsun.
Mevcut milletvekillerinden sadece 167’sini yeniden aday gösteren AK Parti’nin ciddi bir kan değişimine ihtiyaç duymuş olduğu hemen göze çarpıyor. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Maliye Bakanı NaciAğbal, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, AB Bakanı Ömer Çelik listede yok. Ancak yeni sisteme göre liste dışı kalmak, kabinede olmak anlamına gelebileceğinden bu isimler hakkında “tasfiye” alarmı çalmanın anlamı yok.
Öte yandan Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı/Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Orman ve Su İşleri Bakanı VeyselEroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, AK Parti Sözcüsü MahirÜnal gibi isimler ve daha fazlası 1. sıradan aday gösterildi. Bu isimlerin yanı sıra Mustafa Şentop, Mehdi Eker ve eski Milli Eğitim Bakanı NabiAvcı da listebaşı adaylardan. Vekil aday listesinde olmak ise yeni sisteme göre “Kabinede yer almamak” anlamına geliyor. “İstifa ederler, kabineye girerler” deniliyor ama bunun için parlamento seçim sonucunun AK Parti lehine hayli avantaj temin etmiş olması lazım. Banko 350 vekil alabiliyorsanız, bunlardan 6-7’sini istifa ettirip kabineye alabilirsiniz ya da cumhurbaşkanı yardımcısı yapabilirsiniz, ama yapılan simülasyonlar o rakamı vermiyorsa eliniz o kadar rahat olmaz.
AK Parti listesinde ayrıca şunlar var:
Listede 126 kadın aday yer aldı. Bu olumlu bir gelişme. Kadın kotasına teoride itiraz eden AK Parti, pratikte benimsemiş görünüyor.
Mehmet Metiner, Metin Külünk, Şamil Tayyar’ın aday gösterilmemesi şaşkınlık yarattı. Sanırım gündem oluşturma konusundaki başarıları, bu kişilerin şanslarını sollayarak geride bırakmalarına neden oldu. İlk iki isim için akla gelebilecek ve “Kraldan çok kralcılık” ile tabir edilebilecek tutumların partiye zarar verdiği düşünülmüş olabilir. Tayyar için ise şahsi polemiklerini partili kimliğinin önüne geçirdiği için liste dışı kaldığı ileri sürülebilir.