İstanbul Büyükşehir Belediye seçiminin iptali ve seçimin yenilenmesi kararı çıktığı andan itibaren akla gelen ilk soru "AK Parti'nin neye güveniyor olduğu" sorusu. İmamoğlu'nun mağduriyet algısının oy sayısını doğal olarak yükselteceği ve bu durumun AK Parti'ye ikinci bir kayıp yaşatmasının kaçınılmaz olduğu şeklinde bir akıl yürütme yapıyorsanız soru doğru bir sorudur. Ancak AK Parti'nin daha doğrusu Erdoğan'ın "Kazanmaya dair bir ihtimal, kesinleşmiş kayıptan iyidir" diye düşündüğünü tahmin etmek zor değil. İmamoğlu ve Yıldırım arasındaki oy farkı zaten az. İkinci bir seçimde bu farkı kapatma ihtimali var mı, var. O halde deneyelim diye düşünülüyor. Şimdilik İmamoğlu lehine olan "mağduriyet" realitesinin de, İmamoğlu'ndan değilse bile CHP hinterlandından kaynaklanacak kamikaze dalışları ile tersine çevrilebilme olasılığı var mı, var. Örnek mi? "İstanbul'da Binali'yi gömdük, Türkiye'de Erdoğan'ı gömeceğiz" şeklinde konuşan saçma sapan adamlar. Örnek mi? TBMM kürsüsünde su içen CHP'li vekile "Burası Müslüman Türkiye" diye sataşan AK Partili vekilleri mazeret ederek "Vallahi sizi tarihten sileceğiz" cevabını veren militan gazeteciler.