TÜRKİYE çözüm sürecinin PKK tarafından akim bırakıldığı 2014’ten itibaren giderek artan iç saldırılara muhatap. Saldırıların nedeninin Suriye’deki iç savaş ve istikrarsızlık zemini olduğu hemen herkesin malumu.
İsrail’le normalleşme ihtimali, böyle bir zemin üzerinden konuşulur hale geliyor. Sadece uçağını düşürdük diye değil, Suriye konusunda tamamen karşı saflarda olduğumuz Rusya ile de yumuşama sinyalleri gelmekte.
Hepsinden önemlisi Binali Yıldırım’ın Başbakan olmasıyla kurulan 65. hükümetin ilk toplantısından dış politikada izlenecek yeni tutumun “az düşman, çok dost”olarak tanımlanması. Açık ifade, “Düşmanlarımızın sayısını azaltıp dostlarımızın sayısını artıracağız” şeklinde.
“Az düşman, çok dost’ ile yumuşatılması planlanan ilişkilerin muhatapları belli. Ağırlıklı olarak İsrail, Suriye, Rusya, İran ve Türkiye ile Suriye, basın özgürlüğü, demokrasinin kalitesi ve kimin terör örgütü sayılıp sayılamayacağı gibi konularda görüş ayrılığı yaşayan ABD.
Bütün bunlar düşünüldüğünde yeni dönemin kriterlerinden biri olarak tanımlanan “az düşman, çok dost” meselesi daha da ilginç bir hal alıyor.