Önce "Hayır akmayacak, sadece kan, sadece gözyaşı getirecek" diyenlere soralım: Başka yolu var mıydı? Biliyorum, Condoleezza Rice'a bağlamış savaş çığırtkanlarından fenalık geçiriyorsunuz. Şahin şahin konuşmaya tivitlemeye başlayan arkadaşlarınızın "Biz burada destan yazıyoruz sinyorita" edaları, "Ya bizdensin ya onlardan" dilini kullanmaları karşısında şaşkınsınız. "Her savaş bir parça trajedidir" gerçeğini bu kadar çabuk devre dışı bırakıp son günün yükselen gemisine atlayıp yeni pozisyonlarını kariyere çevirme çabasına girişmiş tanıdıklar sizi iyiden iyiye hayal kırıklığına uğratıyor. Daha üç ay önce İstanbul Belediyesi'nin haksız yere tekrarlanan yerel seçimini kazanmak için son çare Öcalan'a mektup yazdırtanlar şimdi "PYD PKK'dır, Öcalan'a bağlıdır, o halde vurun!" diye harekat yapıyor nihayetinde. Gel de sorgulama. Ses çıkarmıyorsunuz, bu kez de "Niye sustun hain!" diyen birileri çıkıp söylemediğiniz şeyler yüzünden hesap soruyor. Oysa basbayağı milli ve yerlisiniz, sizin oralarda da teröre terör derler ve siz de "Yaşasın evet devletim vatanım" diye bağırmak isterdiniz, ama bir şey sizi tutuyor, bir yabancılaşma duygusudur gidiyor. Meselenin iç siyaset aynasında yansırken oluşturduğu abuk sabuk, eciş bücüş görüntüleri bir kenara bırakın yine de. Soruyu kendinize sorun.