200’ü aşkın sivil toplum kuruluşunun TOBB öncülüğünde düzenlediği mitingde tek bir slogan atıldı: “Teröre hayır, kardeşliğe evet.” Ankara, bu sloganın altını dolduran bir duruş sergiledi, kendisine mikrofon uzatılan herkes PKK’yı telin ediyor ve aynı zamanda “Kürtler kardeşimiz” demeyi ihmal etmiyordu.
Televizyon röportajlarında ağlayan dedeler, büyükanneler vardı. Gözyaşlarını bayraklarına siliyorlardı. Selahattin Demirtaş’a batan, faşizmin simgesi olarak gördüğü Türk bayraklarına.
Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yaptığı “Bayrağını da al gel” çağrısını meydanlarda yuhalatan Demirtaş, akıl almaz bir argüman geliştirdi: “Ortada bayrağa bir saldırı yok ki. Bu ırkçılığı, faşizmi Kürtlere karşı körükleyebilecek tehlikeli bir çağrıdır. Kürtler nerede bayrağa saldırmış ki, sen ‘Bayrağını al gel Kürtleri protesto edelim’ diyorsun” ifadesini kullandı.
Ne TOBB ne de mitinge katılan STK’lardan herhangi biri, “Kürtleri protesto edelim” diye bir şey söyledi, ne Ankara ne de pazar günü İstanbul Yenikapı’da yapılacak “Milyonlarca nefes, teröre karşı tek ses” mitingi için “Kürt” adı“kardeşlik” dışında başka bir bağlam için kullanıldı ama Demirtaş açıkça yalan söylemekten çekinmiyor.