Pazartesi günü bir grup köşe yazarı, Ahmet Davutoğlu ile bir araya geldik. Davutoğlu’nun değerlendirmelerini dün Habertürk Gazetesi sayfalarında okudunuz diye tahmin ediyorum.
Toplantıda konu çözüm sürecine geldiğinde Ahmet Davutoğlu, hafızalarımızı tazelemek istercesine “1993 ve 2013 birbirine ne kadar benziyor, fark ettiniz mi?”dedi.
Son iki yıldır birçok kez bu iki yılın “uzun süren 2013” olduğunu yazan biri olarak bu sürece pekâlâ “mükerrer 1993” de denilebileceğini düşündüm o an. Evet biz bu iki tarihin benzerliğinin farkındayız ama mesele şu: Kürtler farkında mı?
1993, karanlık olaylardan mürekkep. Tesadüfi olduğunu kimsenin kabul etmediği olaylar dizisini birbirine bağlayan olgu ise Turgut Özal’ın Kürt meselesinin çözümüyle ilgili hamlelerdi.
Suikastlar, patlamalar, kundaklamalar ve pusular arasında zirveyi teşkil eden olay da zaten Turgut Özal’ın ölümü oldu.
“Kalp krizi” gibi görünen ölüm hâlâ aydınlatılamadı.
Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in “uçak kazası” görünümlü ölümü de aydınlatılamadı.