Dünyanın kaderini şekillendirecek tohumların atıldığı bir yıldı. Bir Kuzey Kore liderinin onlarca yıl sonra ilk kez Güney Kore toprağına ayak basması öyleydi meselâ. Fransa'da başlayan ve Avrupa'nın tümüne tesir etme potansiyelini koruyan "Sarı Yelekliler" protestosu da, öyle... ABD, İran'la yapılan nükleer anlaşmasından çekildiğini bu yıl açıkladı. Ayrıca ABD bu yıl şunları da yaptı: İsrail Büyükelçiliği'ni Tel-Aviv'den Kudüs'e taşıdı. Suriye'deki askerlerini çekeceğini açıkladı. BM İnsan Hakları Konseyi'nden çekildi. Hem de ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Halley'in, 'İnsan Hakları Konseyi uzunca bir süredir insan haklarını istismar edenlerin koruyucusu ve siyasi önyargıların çöplüğü durumundadır" sözleriyle. Her biri şimdiden sonuç doğuran ve geleceğe doğru sonuç doğurmaya devam edecek olaylar. Yılın ölü doğumu, bu yıl Suudi Arabistan'da kadınların ilk kez direksiyon başına geçmesini sağlayan ve bu sayede Batı'dan bol bol övgü alan Muhammed Bin Selman reformculuğu oldu. Adamın 'câni' çıkması bir yana, reform da reform değildi zaten. Suudi Arabistan'da kadınlar kocalarından ya da babalarından izinsiz banka hesabı açtıramıyor, pasaport alamıyorlar hâlâ.