Bir tarafta “büyük resim” var.
Yedi düvel Türkiye ile uğraşıyor ve bu, son 2 yılın yılan hikâyesi olsa da Türkiye için yeni bir durum.
Uluslararası aktörler ve medyaları, akademisyenleri, sivil toplum kuruluşları ve yerli eşlikçileri sıradışı bir taarruz uyguluyorlar. “One minute” ile başlayan rahatsız kıpırdanışlar Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” çıkışındaki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi eleştirisinden sonra açık saldırıya dönüştü. Düşünün ki İtalyan gazetesi Le Republica, 7 Haziran seçiminden sonra yayımladığı bir makaleyi şu başlıkla sundu: “Yeni bin yılın Selahaddin Eyyübi’si son metroda durduruldu.”
Bu başlık Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın anlamını bilenler, Selahaddin Eyyubi’nin mücadelesini hatırlayanlar için tek bir anlama geliyor: Batı, Haçlı seferlerini bitirmedi, biçimini değiştirdi.
Erdoğan’ın maruz bırakıldığı küresel şantaj, aşağılama ve ülkenin başına bela edilen ayaklanma ve terör halleri küresel aktörlerin son sürüm müdahaleciliğini; Batılı ulus devletler, Batılı ulus devlet ötesi şirketler ittifakı ile oluşan bir“imparatorluğun” hayâsızca akınını “durdurma olasılığı olan adam” olarak kodlanmasıyla alakalı. Bir tür yeni Selahaddin Eyyubi olarak görülmesiyle.
Sırf bu benzetme-kodlama bile olaylara insani, İslami ve hatta anti-emperyalist bir perspektiften bakanları Erdoğan’ın meselesine yakınlaştırmaya ve o meseleyi sahiplenmeye teşvik için yeterli.