Üsküdar’ın kıyısına kondurulmuş, haşmetiyle değil mütevazı zarafetiyle kalpleri fetheden denize sıfır inci tanesi, Mimar Sinan’ın eseri Şemsi Paşa Camii, İBB ve Üsküdar Belediyesi tarafından uygulanan proje dolayısıyla talihsiz günler yaşıyor. Üsküdar’ın “semt sadakati” nedir bilenleri ve neredeyse İstanbul’un tüm aklı başında sakinleri, en önemli özelliği deniz kenarında olmak olan cami etrafındaki genişletme projesinden rahatsız. Denize kazık çakmak ve boğaza doğru çıkma yapmak suretiyle yapılacak yaya yolunu genişletme, cami önüne meydan kondurma projesi son derece anlaşılır nedenlerle tepki görmekte. Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in, “Kurul onaylı proje, Şemsi Paşa Camii’nin deniz kıyısındaki alanda değil iskele tarafında. Ayrıca dolgu sistemi de değil, kazıklı teras sistemi” şeklindeki açıklamaları tepkiyi dindirmedi, bilakis daha da artırdı.
Neden mi? Çünkü Şemsi Paşa Camii; 1580’de deniz kıyısında olacak şekilde tasarlanmış, öyle de kalması gerekiyor.
Çünkü, semt belleği yapboz alanı değildir. Tarihi eseri de kapsayan büyük değişikliklere gidilirken o semtin onayının alınması, yapılacak değişiklik için yarışma şartlarının belirlenmesi ve işin erbabının seçtiği projenin uygulamaya geçirilmesi gerekir. Ancak ne halka soruluyor, ne de kent belleği kavramının önemini kavramış meslek erbabına.