KAYNAK gösterememişti, gözünü o çok eleştirdiği iktidarın büyüttüğü hacme dikmişti ama rejim bekçiliğinden gündelik hayatın realitesine değmeye azmeden bir beyanname ortaya koymuştu. “Artık ideoloji lansmanı satmayacağım, artık kurucu parti felsefesine saplanıp kalmayacağım, artık sorun çözeceğim” demeye getirmişti. Ancak aynı günlerde aynı partinin genel başkanı çıktı ve “Suriyelileri ülkelerine göndereceğiz; kusura bakma, hadi ülkene diyeceğiz” diyerek CHP’nin seçim bildirgesiyle vermeye çalıştığı mesajın puanlarını “sıfırladı”.
Açık söyleyeyim, bu kan dondurucu ifadeleri ilk duyduğumda, resmen duymazdan geldim. Öylesine galiz bir hataydı ki, besbelli “anlık” basiret bağlanması, biri uyarır, o da düzeltir diye düşündüm.
Ancak Kılıçdaroğlu, söylemini düzeltmek bir yana tekrar ediyor; en son Balıkesir toplantısında da Suriyelilere yapılan yardımı diline doladı.
“Hesap uzmanıyım, maliye bilirim” derken üçün beşin peşinde insanlığından harcayacağını düşünmemiştik. Hayal edemezdik.