Üç gündür ürtiker oluyor, alerjik reaksiyonlarla uğraşıyor, boynuma giren ağrılarla mücadele ediyorum. Hasta yatağımdan baktığımda siyasetin de benim gibi kıvrandığını görüyorum. Gelişmeler, ne bana ne reform kelimesini duyar duymaz yüzünde aptalca bir gülümseme yayılmış yüzbinlere ne de ‘tutarlılık’ denilen kayıp hazinenin yeniden bulunması için atılan adımlara hiç yardımcı olmuyor. Umutlar gün geçtikçe daha fazla karaya oturuyor ve boş yere yaratılan beklenti dalgası ne kadar somatik semptom varsa hepsini yüzeye taşıyor.
Küçük de olsa bir umudumuz vardı evet.
Hukuk reformu, demokrasi seferberliği, şeffaflık, uzlaşı ve diyaloga açık olma, "Kendimizi Avrupa’da AB’de görüyoruz" diskurları… Yargının siyasete alet edilmesine son verilmesi, öngörülebilirlik…