2099’dan beri her ramazan ayı, Doğu Türkistan da denilen Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nden gelen üzücü haberlere sahne oluyor. 2009’da Urumçi’de 2 Uygur’un hayatını kaybetmesiyle başlayan protestolarda Uygurlar’ın, Çin Halk Cumhuriyeti’ni destekleyen en kalabalık etnik topluluk olan Han’larla karşı karşıya gelmesi ve resmi kaynaklara göre 197 Uygur’un hayatını kaybetmesi ve binlercesinin de yaralanması sonrası Doğu Türkistan’a daha sık bakılması gayet normal, hatta gerekli. Ancak Çin Halk Cumhuriyeti’nin iç sömürgesi olarak da tanımlanan bölgeden gelen az kaynak-bol dezenformasyon içeren haberler, sosyal medyada insanların kardeşlik dayanışma duygularından başka nefret duygularını da tetikleyebiliyor. Bunlardan en son yaşananı, bazı ülkücülerin Çinli zannederek bir grup Güney Koreli turisti hırpalamasıydı.
Devlet Bahçeli “Sonuçta hepsi çekik gözlü, fark eder mi?” demiş. Nasıl fark ettiğini Mücahit Küçükyılmaz, Twitter hesabından 140 karakterle özetlemiş:“Fark eder. O Koreli’yle, biz Çinliye karşı savaşmıştık!”
Bahçeli’nin mantığıyla ülkücü kardeşlerimiz yanlışlıkla dramlarına sahip çıkmak istedikleri Uygur Türklerini de dövebilirlerdi. Zira çok zor olsa da Türkiye’de de önce Tayland ya da Malezya’ya kaçmayı başarıp sonra Türkiye’ye girebilen Doğu Türkistanlı Uygur Türklerine rastlanabiliyor ve onlar da çekik gözlü. Bahçeli’nin ifadesinde sorunlu olan başka bir şey ise, sözlerinden Çinli dövmeye niyetlenenler isabet ettirebilselerdi bunun sorun olmayacağı anlamının çıkması.