İKİ gündür, İbrahimi dinlerin buluşma noktası olan Kudüs’ün, inançlar kadar çatışma ve gerilimi de diri tuttuğuna dair gözlemlerimi yazıyorum. Ziyaretimiz Kudüs’e yakın tarihi mekânları, şehirleri de kapsıyordu, Beytüllahim, Eriha ve Lut Gölü civarını da görme imkânımız oldu, ancak bunlar arasında en çarpıcı olanı İsrail rejiminin ve siyonist Yahudi yerleşimcilerin sergilediği baskı ve yıldırma politikalarını gözlemleyebildiğimiz El Halil’di.
El Halil’in en önemli niteliği, Hz. İbrahim’in kabrinin bulunduğu camiye de ev sahipliği yapan şehir olmasıydı. Hem İslam hem de Musevi kaynakları, İbrahim’in kabrinin o mekânda olduğu konusunda mutabık. Bu nedenle İsrail, caminin yarısını havraya çevirmiş. Dahası İbrahim Camii ve makamı 15 Ocak 1997’de yapılan bir anlaşmayla 2 bölgeye ayrılmış olan kentin H2 bölümünde; yani İsrail kontrolündeki eski şehirde yer alıyor.
OLUMLU KARŞILANDI
Bu bölümde 40 bin Filistinliye oranla az sayıda Yahudi göçmen var. Sorun şu ki Yahudi yerleşimcileri “korumak” için 4000 İsrail askeri görev yapıyor; daha doğrusu yerleşimcilerin Filistinlilerin evlerini gasp etmesini sağlıyorlar. Bütün dükkânları kapalı olan tarihi çarşının tavanına gerilmiş tel kafes hemen dikkatinizi çekiyor. Çünkü üst katları ele geçirmiş Yahudi yerleşimciler çarşı esnafının üzerine taş atıyor ve çöp döküyorlar, aynısını Filistinlilerin yaşadığı sokakları kapatma ve o bölgeye çöp döküp moloz atma eylemleriyle de yapıyorlar.
Hemen hatırlatmak lazım, Ramallah’ın durumu bundan çok daha kötü.