"Gökbilim ve robotların geleceği" konusunda konuşmak için yola çıkacaksın, ve bindiğin "son teknoloji ürünü" hızlı tren, aslında "yol güvenliğini denetlemek" için tasarlanmış olan "kılavuz" trene çarptığı için hayatını kaybedeceksin.
Konya Bilim Merkezi'nde düzenlenen bir panele katılmak için trene binen 53 yaşındaki Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Berahitdin Albayrak’ın trajik ölümünün kısa hikayesidir bu.
Ayrıca bizim büyük grotesk hikayemizdir.
İyi niyetle yola çıkmanın, en iyisini istemenin ama özen göstermeyi bir türlü becerememenin hikayesidir. Denizleri geçip derede boğulma çelişkisinin nasıl mümkün olabildiğini bir lahzada gözler önüne sermektedir.
Mükemmel bir hızlı tren. Ama hareket ettiği hatta sinyalizasyon yok.
Rayları denetlemekle görevli "kılavuz tren" işini yapıyor, çok güzel. Gelin görün ki yanlış zamanda, yanlış yerde bulunuyor ve bunun farkında bile değil!
Hayaller; robot, yapay zeka, endüstri 4.0, uzaya Türk bayrağı dikmek, büyük Türkiye.
Gerçekler; sinyalizasyon sistemi olmayan bir hattı kullanıma açmak, normal bir trenin bile değil "hızlı trenin" geçiş güzergahını telsiz iletişimiyle güvenli kılacağını sanmak.
BAKANIN AÇIKLAMASI İKNA EDİCİ DEĞİL
Ankara'nın Yenimahalle ilçesine bağlı Marşandiz İstasyonu'nda, başkentten Konya'ya giden yüksek hızlı bir trenle aynı güzergahta yol kontrolü yapan kılavuz trenin çarpışmasının bilançosu 9 ölü, 86 yaralı. Berahidtin Albayrak’ın yanı sıra üç makinist, çocuk doktoru, mühendis, belediye başkanı aday adayı hayatını kaybetti. Allah ölenlere rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara şifa versin.
Gerçekler yeterince üzücüyken, "bizi çekemiyorlar" korosunun "her şeyi doğru yapıyoruz ama yerel seçim öncesi hem dışardan hem içerden komplo kuruyorlar" temalı saçmalıkları sinirleri harap etti. Üzüntüyü beşe katladı.
Çünkü biliyoruz: ‘Nerede hata yaptım?’ sorusunu unutanlar ve bu sorunun akıllara düşmemesi için uğraşanlar, kaçınılmaz olarak başka hatalara, başka ölümlere davetiye çıkartırlar.
Maalesef Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın "Sinyalizasyon sistemi demiryolu işletmeciliği için olmazsa olmaz bir sistem değil" sözü de, bu bağlamda ikna edici olmaktan uzak ve sorumluluk almamayı garantilemek için edildiği kanısı uyandıran bir cümle olmuştur.