Siyaset 24 Haziran'a çekilen seçimlere kilitlendi, kim aday olacak kim olmayacaktan başka bir şey konuşulmaz oldu. Bu arada burnumuzun dibinde hayatımızı çok daha fazla ilgilendiren, kente karşı ağır suçlar işleyenleri ödüllendirirken yasalara uyan kişilere "enayi" damgası vuran çok yanlış bir iş oluyor, kimse dönüp bakmıyor. Daha doğrusu sadece tezahürat yapmak için dönüp bakıyorlar. Bu işin adı "imar barışı". Birkaç gündür Habertürk Gazetesi'nin manşetten de verdiği imar barışı haberlerini okuyorum. Yapılacak işle, olayı estetize etmeye çalışan yetkililerin açıklamaları arasındaki makas açıklığı dehşet boyutta. Zira yere göğe sığdırılamayan "barışın" özeti şu: Kaçak yapıların sahipleri bina maliyetinin yüzde 3'ü oranında bir bedel ödemek suretiyle alacakları "yapı kayıt belgesi" ile aklanmış olacaklar. Hazine arazisi üzerinde, kaçak olarak yapılan yapıların alım satımı yasallık kazanacak. Yıkım kararları ve idari para cezaları iptal edilecek. Devlet kaynak temin etmiş olacak. Yapılan hesaplamalara göre tüm yapılar için başvuruda bulunulması durumunda 38.1 milyar lira gelir elde edilecek. Bu binaların yüzde 80'inin kat mülkiyetine geçmesi halinde ilave olarak 30.5 milyar lira daha gelir sağlanacak. Elde edilecek gelir, Türkiye genelinde deprem riski bulunan 7 milyon binanın dönüşümünde kullanılacak.