İKİ gündür Suriye’de olup bitenlerden yola çıkarak Türkiye’nin IŞİD’e karşı operasyon yapması gerektiğini yazıyorum. Tabii eleştiriler de geliyor. “IŞİD kötü mötü ama bize zarar vermiyor ki, bilakis PYD-PKK’nın elini zayıflatıyor, şimdi neden bu örgütle çatışmak için Suriye bataklığına çekilelim?” diyorlar. Hemen cevap vereyim: “Bu argümanda insafsızlık kadar irkiltici olan husus, IŞİD’in doğrudan yaptıkları ile dolaylı olarak neden olduğu sonuçları idrak edememektir.”
Birincisi, Suriye’nin kuzey hattında olanları dış politika zannetmek aymazlıktır. İkincisi IŞİD, PYD-PKK’ya bağlı silahlı YPG güçleriyle savaştı diye muteber sayılma noktasına geldiyse vay halimize. Son Kobani katliamında öldürülenler kadınlar, çocuklar, Güneydoğu illerimizde, köylerimizde yaşayanların akrabalarıydı. Öldürdüğü ve kadınlarını sattığı Ezidiler sıradan sivillerdi. IŞİD’in Suriyeli muhalifleri yakaladığı yerde katlettiğini, iki rekat namaz kılmasına bile izin vermeden öldürdükleri Ahrar-üş Şam üyelerini, Esad’ın bombalayarak muhaliflerden temizlediği yerlere IŞİD üyelerinin yerleştiğini bilmeyen kaldı mı? IŞİD, Beşar Esad’a karşı verilen muhalefeti kirlettiği gibi, Esad’ın Batı’ya, “Bakın ben ‘Radikallere karşı savaşıyorum’ derken bunu kastetmiştim” söyleminin de içini doldurdu.