Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu, IŞİD hakkında kapsamlı bir rapor hazırladı. Örgütü merak edenler internet sitesinden ulaşmalı ve okumalı; çünkü rapor hem IŞİD’i doğuran tarihsel nedenlere bakıyor hem de “DAİŞ (IŞİD) vakası ve benzeri ‘tekfirci’ eğilimler sadece ‘dış mihrakların komplosu’ diye geçiştirilemez. Bu bir komplo olsa bile, ‘Bu komplonun tutmasında bizim bünyemizin hiç mi zaafları yoktur?’ suali sorulmalıdır” diyerek tarihsel nedenler ve koşullar ne olursa olsun Müslümanları özeleştiriye davet ediyor.
Çağımız Müslümanları, din ile hayat arasındaki ilişkiyi doğru kuramıyor. Zira en son güncelleme asırlar öncesine ait. Modern öncesi toplumların belli bir coğrafya için, muhtemelen belli bir olay için ve belli bir dönemin imkân ve gereksinimlerine bağımlı olarak dini metinler içinden çıkardıkları çözümler, günümüzün sofistike problemlerini çözmekte yetersiz. Üstelik son birkaç yüzyıl, İslam âleminin ya fiilen sömürüldüğü, ya işgal altına alındığı, fiziksel ve düşünsel krizlerin ardı ardına yaşandığı bir dönem.
Sonuç ya dine karşı sorumsuz bir tutum alma ya da Kuran’ı ve hadisleri ruhuyla değil lafzıyla anlamlandırma ve bunu yaparken de geleneğin hayatı karşılamaya yetmeyen birikimiyle yetinme oluyor. “Her iki yöneliş de orta yoldan sapmayı içinde barındırmaktadır. Kimisi az, kimisi daha çok, kimisi şu yönde, kimisi tam aksi istikamette dinin özünden uzaklaşmadır” diyor rapor.