Nihal Bengisu Karaca Habertürk Gazetesi

İslamcılar ile Erdoğan’ın arasını açmak isteyenler kim?

Mavi Marmara neydi, hatırlayalım: 2010 yılında ambargo nedeniyle temel ihtiyaç malzemelerinden yoksun kalan Gazzelilere yardım için yola çıkan “Free Gazza” filosuna katılmak üzere Türkiye’den hareket eden...

25 Nisan 2017 | 527 okunma

Mavi Marmara neydi, hatırlayalım: 2010 yılında ambargo nedeniyle temel ihtiyaç malzemelerinden yoksun kalan Gazzelilere yardım için yola çıkan “Free Gazza” filosuna katılmak üzere Türkiye’den hareket eden geminin adıydı. Bir dayanışma ve yardımlaşma derneği olarak İslamcı kimliğiyle öne çıkan İHH tarafından organize edilen seyahat, temel ihtiyaç maddelerini Gazzelilere ulaştırmayı hedefliyordu. Dernek Başkanı BülentYıldırım’ın da dahil olduğu gemi müktesebatında Batılı aktivistler de vardı ve Gazzelilere yardım etmeyi Batılılıklarıyla tezat içinde görmüyorlardı, vicdan sahibi olmak yeterliydi.

SEYYİD KUTUB DEĞİL MİLLİ GÖRÜŞ

Ancak gemi uluslararası karasularında İsrailli askerler tarafından kuşatıldı ve vahşi bir baskınla 10 vatandaşımız şehit oldu. O gün bugündür, Mavi Marmara yola çıkmalı mıydı çıkmamalı mıydı tartışması yapacak olanlar bile önce şehitlere saygıyla başlıyor, sonra konuşuyor... Konuşurduk...

Birkaç gün önce bir TV yorumcusunun cümleleriyle bu tabu yıkıldı. Ama “tabu yıkıcılık” hemen her zaman doğru, faydalı, anlamlı bir sonuca hizmet etmeyebilir. Daha da önemli olan, bunun gibi yorumların İslamcıları Batı’yla aramızdaki tek ve son engel gibi göstermeleridir. Tartışmanın salt bir TV yayınıyla sınırlı olmadığı da bilenlerin malumu. Çünkü daha önce de benzer yorumlar yapılmış, İslamcılar PKK ve FETÖ ile aynı cümlede Türkiye’yi tehdit eden yeni şer ekseni gibi bile telaffuz edilmişti. Ancak ne denmek istendiğinin algılanmasına tam fırsat kalmadan araya 15 Temmuz girdi.

15 Temmuz gecesi sahaya ve tankların üzerine ilk çıkanların İslamcılar ve Ülkücüler olması ise söz konusu tartışmayı ilerletmek isteyenlerin tutumunu sadece bir süre erteleyebildi.

Oysa doğru tasnif insanlık görevidir. Bu yüzden, önce Türkiye ölçeğinde “İslamcı” derken, aslında sadece “Ben Müslüman’ım” demekle “ümmet” kavramının anlamlı bir parçası olduğuna dair farkındalık taşımayı birbiriyle bağlantılı gören Anadolu insanından bahsediyor olduğumuzu anlamalıyız. Türkiye İslamcılığında Seyyid Kutub’dan çok Milli Görüş hareketi belirleyicidir. İslamcı dendiğinde, Selefi silahlı akımlardan değil namazı sünnetiyle birlikte kılan, Filistin, Afganistan, Suriye için endişelenen ve maaşının bir kısmıyla düzenli bağış yapan insanları anlarız.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Millet İttifakı'na kayyum mu atandı? 24 Mayıs 2023 | 301 Okunma 2019'da AK Parti'nin yaptığı hatayı şimdi CHP yapıyor 19 Mayıs 2023 | 334 Okunma İktidar ilk turun galibi oldu, muhalefetin gardı düştü 16 Mayıs 2023 | 1.147 Okunma "Ne işin var orada?" sultası 08 Mayıs 2023 | 578 Okunma Cevabını arayan sorular 28 Nisan 2023 | 144 Okunma