Türkiye ile İsrail arasındaki mutabakat metni tüm detaylarıyla paylaşılmasa da az çok netleşti. Türkiye’nin üç şartından ilki 2013’te gerçekleşmiş, Netanyahu,Erdoğan’dan özür dilemiş, Erdoğan da özrü Türk halkı adına kabul etmişti. Mavi Marmara mağdurlarına bir insani fondan 20 milyon dolarlık aktarım sağlanmasına karar verilmesiyle ikinci şartın da tamam olduğu kabul ediliyor. Ablukanın kaldırılması ise, ambargonun yumuşatılması, iki yıldır nefes bile alamayan Gazze’ye yardım imkânlarının artırılması suretiyle gerçekleşmiş sayılıyor.
Aslına bakarsanız iki taraf da istediğini tam olarak alabilmiş değil. Türkiye, Gazze’ye denizden ablukayı kaldırtamadı. Yardımlar eskiden olduğu gibi Aşhod Limanı’ndan İsrail kontrolü ve onayıyla Gazze’ye aktarılacak.
Buna mukabil İsrail’in Likud’cu taifesinin memnuniyetsizliğine bakmak bile o tarafın da istediğini alamadığını görmeye kâfi. En başta Türkiye’nin HAMAS’a terör örgütü muamelesi yapmasını sağlayamadılar. Halid Meşal’in sıcağı sıcağına gelip Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kameralar karşısında resim vermesi de Türkiye’nin bakışını değiştirmediğini göstermesi bakımından önemliydi.