HAK hukuk bilmeyen, kötü bir kovboy karikatürü olmaktan öte gidemeyen son ABD Başkanı Trump'ın büyükelçiliği Kudüs'e taşıma kararı Ortadoğu'da yanan ateşin sönmeyeceğinin/ söndürülmeyeceğinin delili oldu. Açıklamasının ardından sular durulmuyor. "Öfke cuması"nı mazeret eden İsrail, cumartesi günü Gazze'yi birkaç kez vurdu bile. Söz konusu kararın HAMAS'ın "uzlaşma" mesajları verdiği bir döneme denk gelmesi de oldukça düşündürücü. Mayıs 2017'de yeni bir siyaset belgesi yayınlayan HAMAS 1967 sınırlarına çekilmiş bir İsrail'den bahsederek kendisinden beklenmeyeni yapmış, Mısır'la ilişkilerde yeni bir alan bulabilmek amacıyla "Müslüman Kardeşler" hareketine referans "vermemeyi" tercih etmiş, "Bizim mücadelemiz Yahudilere değil, işgalci ve mütecaviz Siyonistlere yöneliktir" diyerek din ayrımcılığı yapmadığını beyan etmişti. Dahası, HAMAS ve El Fetih heyetleri, Kahire'deki müzakereler kapsamında 12 Ekim'de Filistin'deki bölünmüşlüğü bitiren "uzlaşı anlaşması"nı imzalamıştı. Uzlaşı hükümetinin uygulamaları HAMAS'ın fedakârlıklarını görmezden gelen tutumlar sergilese de, iki tarafın yaptığı mutabakat Filistinlilerin barış ve huzur arzularına cevap üretme adına gerçekleştirilmişti ve ite kaka da olsa ilerliyordu.