GEÇEN hafta ülkenin gündemini belirleyen yegâne olgu, Türkiye ile ABD arasındaki diplomasi trafiğiydi. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un gelmesine saatler kala Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu basın mensuplarının sorularını yanıtlıyordu ki, şu diyalog yaşandı: “Tillerson’ın ziyareti için neler diyeceksiniz?” Cevap: “Kaybolan güvenin nedeni ABD’dir. ABD bize verdiği sözleri tutmadı. Sözlerini tutmayan bir ülkeye nasıl güveneceğiz? ABD ile ilişkiler ya düzelecek ya da kopacak.”
“Ya düzelecek ya kopacak.”
Çavuşoğlu’nun sert ifadeleriyle tanınan bir siyasetçi olmaması, kurduğu cümlenin etkisini artıran bir faktör.
O kadar ki, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli’ye “saçmalayan” ABD Savunma Bakanı James Mattis’in cümlelerinin nedeni belki de Çavuşoğlu’nun “Ya düzelecek ya kopacak” açıklamasıydı. Mattis’in akıllara ziyan çözüm önerisi, PYD-YPG’yi PKK’dan ayırmayı, hatta PKK’ya karşı savaştırmayı içeriyordu. Bu anekdot, yarı tanrı kompleksi taşıyan