Ülkenin kriz anlarında milli iradenin yanında duran ve “Oy verdim ama neden verdim, bir dinle” diyen vatandaşın, yeni hükümete görevlerini hatırlatmaya hakkı var. Ama orantısız saldırı ve ithamlarda bulunanlar, devleti terör faaliyeti yürütmekle suçlayacak kadar şaşırmış olanlar ve başarısız muhalefet partileri, AK Parti’ye ödev listesi verince biraz tuhaf oluyor doğrusu.
En ilginci de “kutuplaşma” yaratmak için elinden geleni ardına koymayanların“İktidar kutuplaştırmaya son vermeli” gibi “öğütler” vermesi.
“Makarna ve kömürle satın alınan mahlukların oylarıyla seçim kazanılmasının demokrasiyle ilgisi var mıdır?” diye twit’ler atanlar ve sonra dönüp “AKP kutuplaştırdı” ya da “Demokrasi istiyoruz” diyenlerin aynı “cepheyi” paylaşıyor olmaları bir garabet değilse nedir?
PKK ve “paralel yapı” destekçiliği yaparak ismiyle tenakuza düşen; halkı“Cumhuriyet” kavramıyla çelişmeye, adeta varoluşsal krize ittirmeye çabalayan, insanların güvenlik endişesini hafife alarak bizatihi korkuya neden olan gazete, 2 Kasım sabahı “Korkunun Zaferi” diye bir manşet attı. Aylar boyu yaptıkları her yayında PKK’nın neden olduğu şiddet ortamından direkt Erdoğan’ı, Davutoğlu’nu, seçim hükümetini sorumlu tutmuşlardı, şimdi de vurdumduymazlıklarıyla, milletin en temel gereksinimini hiçe saymalarıyla, terör örgütüne can suyu olan çarpıtmalarıyla sebep oldukları korkunun faturasını Erdoğan’a, AK Parti’ye çıkarıyorlar.