Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, bana göre pek çok kimsenin içinden geçirdiği bir konuyu dile getirdi: “Şehitlerimizi Chopin’in cenaze marşıyla değil, Itri’nin tekbiriyle uğurlayalım.”
Mehmet Görmez bu öneriyi durup dururken yapmış değil. Diyanet İşleri’ne bu konuda bir hayli şikâyet ve talep iletiliyor. Nitekim geçen hafta Yüksekova’da şehit olan Özel Harekât polisi Mustafa Sezgin’in silah arkadaşları, naaş uçağa konulurken çalan Chopin’in “Opus 35, 2 numaralı Sibemol Minör Piyano Sonatı”na, yani “Cenaze Marşı”na tepki göstermiş, hep bir ağızdan tekbir getirerek bandoyu susturmuşlardı. Derken Türkiye Gaziler Vakfı Başkanı Lokman Aylar da açıklama yaptı: “Şehitlerimizi, milletimizin tekbir sesleriyle bestelenen Itri’nin ‘Tekbir’ eseriyle uğurlamak için kampanya başlattık.”
Teröre karşı, vatan savunması yaparken hayatını kaybeden insanlarımızın milli olmanın da ötesinde dini bir mefhumla, “şehitlik” makamıyla onurlandıklarını düşünüyoruz, Allah’ın (CC) vaadi üzerinden bu mefkureye sığınarak acılarımızla baş edebiliyoruz ve yine Allah’ın vaadi üzerinden kendileriyle gurur duyuyoruz. O halde son arzularının Allah’ın ismiyle, zikriyle uğurlanmak olduğunu varsaymak abesle iştigal değil, haklı bir meşgale.