MERAL Akşener’in ismini, içinden kaset geçen cümlelerle beraber kullanmak, Meral Hanım’ı tanıyan birçok kişinin içini burktu. Son dönemde yürüttüğü siyasetten, ileri sürdüğü iddialardan hoşnut olmamak, şaşırmak, öfkelenmek ayrı şey, Meral Hanım’ın onurunun bu şekilde çiğnenmesini kabul edilebilir bulmak ayrı şey. Bir zamanlar kamuda başörtüsü yasağının kaldırılmasını sağlamak için Refah-Yol’un Refah kanadından bile daha çok uğraşmış bir kadını, muhafazakâr bir kadını, 28 Şubat’ın şedit şartlarına meydan okumuş bir kadını böylesi bir erkek muhabbetinin mezesi haline getirmek ne akla, ne ahlaka sığıyor.
Her ne kadar Latif Erdoğan’ın da PDY’nin (Paralel Devlet Yapılanması) suç teşkil eden, insanları rehin alan yapısına dikkat çekmeye çalışırken gaflete düştüğünü tahmin etsem de, Meral Akşener’in ismini lekelemekle sonuçlanabilecek böyle bir ifade kullanmasını olağanüstü derecede çirkin buluyorum. Bunun “Latif Bey’in sözünü cımbızladılar” savunması ile tevil edilir bir yanı yok. O yayında bulunan ve Latif Erdoğan’a pası attıktan sonra kullanılmasını bekleyen ve ifadesine tepki göstermeyenler de sorumludur. Latif Erdoğan, kendisine böyle bir kaset olduğunu ve eğer isterse izleyebileceğini söyleyen GYV Başkanı Mustafa Yeşil ile ilgili iddiasını ispat edebilirse, en başta Mustafa Yeşil sorumludur.