Modernite ve Batı düşüncesi eleştirileri ile serpilip gelişen ve sonunda iktidara da gelen İslamcı/dindar iktidar profili 'çevrecilik' dendiğinde aşağı yukarı şöyle bir tablo tasavvur ediyor: "Moderniteden çok sıkılmış modernlerin kendilerini şımartmak için bulduğu yeni oyuncak. Bu oyuncağı muhalefet etmek için silah olarak kullanmaya da kararlılar". Amaç elbette yatırımları korumak. Ama argümantasyon bu hakir görme hali üzerine bina ediliyor ve her şeye kaba 'işlevsellik' üzerinden değer biçen anlayışla buluştuğunda hoyrat bir görünüm de alıyor. Oysa AK Parti'yi oluşturan zihniyet muhtevası için referans değeri teşkil eden İslam ve onun peygamberi Hz. Muhammed (SAV) biraz daha farklı düşünüp davranıyordu. Hatta dünkü yazımda dediğim gibi, semavi dinler arasında peygemberi 'çevreci' olan tek ümmet biziz. Hz. Muhammed "Sizden biriniz elinde bir hurma fidanı varken kıyametin kopma vakti gelirse ve o kıyamet kopmadan o fidanı dikme imkânı varsa, o kişi o fidanı hemen dikiversin!" (İbn Hanbel, Müsned, III 183, 184, 191) diyen bir peygamberdi. Askerlerine "Yaş ağaçları, yaş ekinleri kesmeyin, nehir ve ırmaklardan su kullanırken israf etmeyin" diye emreden bir peygamber bu. Dikkat buyurun: Savaş esnasında bile; nehir, ırmak gibi kaynakların 'sonsuz' olduğunun düşünüldüğü bir dönemde bile, bu kaynak bitimsizmiş gibi davranmayın, "İsraf etmeyin, hor kullanmayın" diyordu.