Tek bir cümlesini “yandaş medya” ya da “havuz medyası” demeden bitiremeyen bazı medya mensupları konvansiyonel medyada yapamadıkları işçiliği sosyal medyada ve internet sitelerinde hakkıyla yerine getiriyor. Gün geçmiyor ki, kendisine köşe yazarı filan diyen biri daha çıkmasın ve Duran Kalkan’ın “Asker vatanı korur. Vatan AKP mi?” sözlerini çoğaltan ve makulleştiren bir çeşitleme yapmasın.
İşin çok acı yanı şu: PKK’nın meselesinin “Saray’ı ve AK Parti’yi” ezmek olduğu, “Bırakın da ezelim” vurgusunu çoğaltanlar, toplumu “AKP’liler ve diğerleri” diye ikiye ayırarak ne yaptıklarının gayet farkındalar.
ABD fonlarıyla idame ettirdikleri sitelerinde hep aynı lağım: Akan kanın sorumluğunu “Saray” koduyla sabitledikleri Cumhurbaşkanı’na hamletme gayreti.
Milliyet’ten gönderildiğinde bile iktidarı direkt olarak suçlayamayan ama bugün Erdoğan’a hakaret etmeden tek bir yazı kaleme alamaz hale gelmiş olan Hasan Cemal, “Barış gelirse iktidarını kaybedeceğini biliyor” dediği Cumhurbaşkanı’nın bu çatışmayı bile isteye tasarladığını iddia ediyor mesela. Erdoğan sarayında oturabilmek için kan akmasını istiyormuş. Bahsettiği adam, en güçlü zamanında (2013 Ocak-Şubat-Mart-Nisan) kimsenin “Niye vurdun, neden indirdin?” diye sormayacağı bir zamanda; PKK mensuplarına sırf bir oğulları da askerde olan annelerinin hatırına topluma entegre olma ve demokratik siyasete eklemlenme şansı tanımak isteyen kişi. Hani yanlış anlama, karıştırma olmasın.