Yarın 28 Şubat. Yaraların sızladığı, kaybedilmiş uzuvların hâlâ varmış gibi kaşınmaya başladığı, bitip bitmediği yıllarca tartışılan gün. Mütedeyyinlerin nihayet birinci sınıf vatandaş muamelesi görebiliyor olmalarına, eğitim hakkı için direnen ve bu yüzden coplanan başörtülü kadınların bugün elde ettiği haklara, o günlerde yasaklı hale getirilmiş Refah Parti'sinin paltosundan çıkan AK Parti'nin 15 yılı aşkın süredir ülkeyi yönetiyor olmasına, belli başlı hak kazanımlarına bakılırsa evet, 28 Şubat'ı yendik. Dün hakkında, "Yer sofrasında oturur, evinde biblo yoktur" gibi raporlar tutulan ve TSK'dan ihraç edilenler vardı. Bugün ülkenin kışladan değil Meclis'ten yönetilmesi gerektiğini kavramış bir ordu var. Aradaki fark kıyaslanamayacak ölçekte. Peki 28 Şubat'ın ima ettiği ötekileştirme, makbul saymadığı vatandaşı tehdit kabul etme, düşüncelerinden suç isnat etme anlayışı bitti mi?