Kocaeli Belediye Başkanı Tahir Büyükakın demişti ki: "Samimi bir itirafta bulunmak gerekirse biz adeta Marmara'yı foseptik gibi kullanmışız. Yani sadece ön arıtmadan geçen atık suyu açık denize derin deşarjlarla boşaltmışız. Akdeniz'den Karadeniz'e doğru dip akıntısı yolu ile gideceğini düşünmüşüz ve bu yolla devam etmişiz. Aynı zamanda Tuna Nehri üzerinden ve Karadeniz'e kıyısı olan diğer ülkelerden, Karadeniz üzerinden Marmara'ya gelen kirlilik kaynaklarını da belki düşünmek ve bunu da eylem planımıza dahil etmek gerekiyor. Bir sınır ötesi durum da aslında Marmara ekosistemini etkiliyor." Takip eden günlerde AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir ise şöyle buyurdu: "Marmara'da kirlilik had safhaya varmış. Arkadaşlar, Türkçemizde çok özel kavramlar var. Bunlardan biri meymenet kavramıdır. Meymenet güzelliği ifade eder. Aksi olursa meymenetsizlik ortaya çıkıyor. Meymenetsizlik de uğursuzluk demektir. Tıpkı güdümsüzlük gibi bir şeydir bu. Bu, CHP'yi ifade eder. Nerede iş başına gelmişler, orada bir sevimsiz hal ortaya çıkmıştır. Bunun son yansıması İstanbul'dur. Daha önce İzmir var, İzmir'i görüyoruz belediyecilik açısından. Bu CHP anlayışıyla kaim bir haldir. O yüzden de...