Türkiye’de iç politik tartışmalar heyecan verici olsa da, küresel gelişmelerde bir o kadar ilgi çekici. Tıpkı ABD ile Çin arasında farklı cephelerde devam eden “savaşlar” gibi.
Aslında ABD-Çin karşılaşmasının kaçınılmaz olduğu önceden belliydi. Çin’in konumu ve ABD için ifade ettiği mana, tek başına 1980’lerin Japon ekonomisi ve Sovyetler Birliği askeri gücünün bileşimi gibi duruyor. Çin siyasi, ekonomik, mali, ticari, teknolojik ve askeri alanda tek başına geliyor ve bunu fazla “gürültü çıkarmadan” yapıyor.
Çin “sesiz” ilerleyişini İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD’nin kurduğu, ekonomik, mali, ticari, siyasi düzene borçlu. Bu düzenden istifade ederek ABD’nin tahtını sallıyor. Gelişmeler bugünkü haliyle devam ederse ABD’nin kâbusunun gerçeğe dönüşme ihtimali var.