Nihat Ali Özcan Milliyet Gazetesi

Darbe girişiminin anatomisine dair (3)

Yaşadığımız hadiseler, FETÖ’nün örgütlenme şekli, çalışma yöntemleri dikkate alındığında “darbe” kararının politik düzeyde, Gülen ve şürekası...

14 Temmuz 2017 | 1.350 okunma

Yaşadığımız hadiseler, FETÖ’nün örgütlenme şekli, çalışma yöntemleri dikkate alındığında “darbe” kararının politik düzeyde, Gülen ve şürekası tarafından alındığına şüphe yok. Tıpkı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın tutuklanması girişimi, 17/25 Aralık hadisesi, MİT TIR’larının afişe edilmesi, üst düzey yetkililerin toplantı ses kayıtlarının internette sızdırılmasında olduğu gibi. Politik düzeyde kararı alan Gülen, uygulayan ise sektör “imamlarının” kontrol, koordinasyon ve gözetiminde şakirtlerdi.   
Benzer modelin 15 Temmuz darbe girişiminde de uygulandığını görmek mümkün. Darbelerin nihai hedefi, siyasi erki zorla ele geçirerek yönetimi yeniden ve yeni aktörlerle belirli bir politik hedef için şekillendirmektir. Bu nedenle darbe kararının alınmasından sonra sürecin iki farklı alanda ilerlemesi gerekir. Bir yanda yönetimi zorla ele geçirecek FETÖ’cü askerlerin icra hareketleri. Bunun için hangi birliklerin, ne amaçla, ne zaman, nerede, nasıl, ne yapacaklar sorularına cevap aranır. Bu, iktidarı ele geçirme işinin planlaması ve icrayı içerir. Darbenin bu yönünü geçen yazıda ele almıştık. İkinci konu, “darbenin” ardından inşa edilecek siyasi mimaridir.   
15 Temmuz darbe girişimini diğer darbelerden ayıran hususlardan biri, darbeci askerlerin FETÖ içindeki pozisyonları, örgütün güvenlik kültürü gibi nedenlerden dolayı bazı soruları karar alıcıya asla soramamalarıdır. Özellikle de “darbenin başarılmasının” ardından kurulacak kabinede yer alacak isimler ve muhayyel hükümetin öncelikleri gibi konularda. Hele darbenin siyasi mimarı, karar alıcısı Gülen olunca, onun örgütteki statüsü, etrafında yaratılan efsaneler dikkate alındığında bu husus hiç tartışılamaz bile. 
Oysa geçmişte darbeyi yapan askerler darbe kabinesine kendileri karar verdiler. 15 Temmuz darbe girişiminin mimarı FETÖ’nün hücre teşkilatı, gizlilik prensipleri, “ağabey” ve şakirt modeli dikkate alındığında darbeci generallerin darbeyi planlarken bile, darbe kabinesinden haberdar olmamaları mümkündür. Haberi olması muhtemel Adil Öksüz ise kayıptır.    

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Çin-İran ilişkilerine dair 14 Temmuz 2020 | 2.459 Okunma Çin ve Doğu Türkistan 10 Temmuz 2020 | 3.264 Okunma Türkiye’nin Libya hamlesi politik düzeyde taşları yerinden oynatırken 07 Temmuz 2020 | 3.463 Okunma ‘Centilmenler’ başkalarına ait mektupları okumazlar mı? 30 Haziran 2020 | 2.233 Okunma ABD ve AB “yıllık terörizm raporlarını” birlikte okumak 26 Haziran 2020 | 2.459 Okunma