Suriye’de devam eden çatışmaların politik ve askeri karakteri değişiyor. ABD ve Rusya masaya oturmadan önce avantajlı konum elde etmenin peşindeler. Bu çerçevede iki taraf da PKK/PYD’ye karşı oldukça “nazik ve anlayışlı” davranıyor. PKK/PYD arazi, su ve petrol rezervlerini kontrol ettikçe muhayyel Suriye modeli de ufukta şekilleniyor.
Öte yandan, Esad rejimi küçük hamlelerle İdlib’in dış çeperlerini yoklamayı sürdürüyor. Bu, gelecek günlerde askeri hamlelerin yoğunluk kazanacağının işareti. Türkiye’nin odaklandığı Afrin konusunda ise, her nedense, bugünlerde sessizlik hâkim. DAEŞ, Suriye’de toprak kontrolünü kaybetti. Yine de ara sıra, küçük çaplı sürpriz saldırılar yapabiliyor. Dağılan militanlar, sınırları geçerek bölgeden ayrılmaya, geldikleri yerlere dönmeye ya da sivillerin arasına karışarak varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Bu tablo, Suriye ve Irak’ta istikrar için daha uzun yıllar beklememiz gerektiğini söylüyor. Sözünü ettiğimiz istikrarsızlığın çevre ülkeleri birçok yönüyle etkilediği açık. En dikkat çekici olan yanı, yasa dışı göç, sınır güvenliği ve terörist hareketler.