Gerek resmi açıkla-malar, gerekse mahkeme kararları Fetullah
Gülen’in başında olduğu yapıyı bir terör örgütü olarak tanımlıyor.
O halde FETÖ ile ilgili çalışmalarda, mücadele stratejilerinin
belirlenmesinde terör ve terörizm literatüründen azami şekilde
faydalanmak gerekir. Bu noktada terör ve terörizmin genel
özelliklerinin yanı sıra FETÖ’ye ve 15 Temmuza has özellikler de
göz önünde bulundurulmalı.
Terörizm, terör eylemlerinden oluşan bir yöntem, bir stratejidir.
Bu stratejiyle örgütün politik hedefine ulaşacağına inanılır.
Muhtevasını zor kullanma, şiddet ya da şiddet tehdidi oluşturur.
Korkulara hitap eder. Kurbanın kimliği önemli değildir. Amaç
kitleleri etkilemektir. Propaganda esastır. Genelde bu yöntemi
zayıf olan taraf kullanır.
Bu çerçevede FETÖ’nün, diğer terör örgütleri gibi, çeşitli
cephelerde etkin bir propaganda savaşı yürüttüğü açık. Savaş iki
cephede, yurt içinde ve yurt dışında sürüyor. Örgütün yetenekleri,
kapasitesi ve hedef kitlelerin özelliklerine göre şekilleniyor.
Amaç, hükümet üzerinde baskı kurmak, FETÖ ile mücadelenin
meşruiyetini zedelemek. Bu günlerde propaganda faaliyetlerinin esas
zeminini yargılamalar oluşturuyor.
Devlet, yargılamayı tüm süreçleriyle hukuka uygun yapmayı
başardıkça meşruiyetini tahkim, adaletini tahakkuk ettirecektir.
Devletin örgüt karşısındaki propaganda üstünlüğü buna bağlıdır.
FETÖ açısından ise durum tam tersidir. Tüm terör örgütleri gibi
FETÖ de yargılama süreçlerini bir propaganda fırsatı olarak
görmektedir. Buna hazırlıklıdır. Nitekim stratejisini hukuk
ihlallerinin, hataların ve hoyratlıkların üzerine inşa ettiği
görülmektedir.
FETÖ, strateji belirlerken insan malzemesinin “çarpan etkisini” göz
önünde bulundurmaktadır. Her ne kadar örgüt sorunlu kişilikler,
sahte değerler üretmiş olsa da iş strateji belirleme ve hikâye
yazmaya geldiğinde darbecilerin kişisel yeteneklerini yabana
atmamak gerekir.