Türkiye, iç ve dış gündemin yoğunluğuyla baş etmeye çalışıyor. Güney sınırlarımızda gelecek yılları etkileyecek önemli gelişmeler yaşanıyor. Irak ordusu, ABD ve İran desteğinde DAEŞ’i Musul’dan temizlediğini ilan etti. Şehir, 1 milyon 700 bin nüfusuyla bir harabe halinde “kurtarılabildi”. Şehir muharebeleri kazanıldı, fakat savaşın ne zaman kazanılacağı henüz belli değil.
Kurtarıcılar ile DAEŞ’in elinden “kurtulanlar” arasındaki duygusal bağın zayıflığı, güven yokluğu, bizi bir barışın mı yoksa farklı bir mücadelenin tanığı mı yapacak göreceğiz. Uzmanlar ağırlıklı olarak ikinci görüşü paylaşıyor. DAEŞ’in eylemlerini sürdüreceğini, Musul’da yaşanan sivil dramının, yönetimin mezhepçi yaklaşımının örgüte katılımları besleyebileceğini öngörüyor. Üstelik Irak’ta her geçen gün artan İran nüfuzunun da bunu etkileyeceğini söylüyorlar.
Bölgede kaosun, Irak’ın zayıf olduğu bir anda, Barzani’nin Kürt bağımsızlığı için referanduma gitme hazırlıklarını sürdürmesi göz önünde bulundurulması gereken bir husus. Kararın hayata geçirilmesi bölgedeki gerilimi artırırken, dengeleri de değiştirecektir.
DAEŞ ile savaşın doğal uzantısı Suriye cephesinde de tablo oldukça karışık. Hissesine Fırat’ın batısı düşen ABD, İran destekli, Şii militanları Suriye sınırından uzaklaştırmanın yollarını arıyor. Müttefiki Ürdün ve İsrail’in güvenliği için çatışmazlık bölgelerini hayata geçirmeye çalışıyor. Bu konuda Rusya ile ilişkilerini sıcak çatışmaya varmayan, ancak sıcak bir işbirliğine de imkân vermeyen bir modelde yürütüyor.