Kuzey Irak Kürt Yöneti-mi’nin açıkladığı referandum tarihi
yaklaştıkça tartışmalar şiddetleniyor ve dâhil olanlar artıyor.
Taraflar, sadece Kürt yönetiminin değil, diğer aktörlerin tutum ve
hedeflerine de odaklanmış durumdalar.
Bir toplantıya katılmak üzere geçen hafta sonu Erbil’e gittim.
Edindiğim intiba şu. Mevcut koşullar altında Barzani’nin geri adım
atması mümkün görünmüyor. Hayatın her alanı herkese politize olmuş
durumda. Milliyetçiliğin yükseldiği, duygusallığın arttığı bir
topluluktan söz ediyoruz. Haliyle tepkiler ve beklentiler çoğu
zaman irrasyonel ve abartılı. Konuştuğum insanların bakış açısına
göre, “Dünya Kürt bölgesinin etrafında dönüyor” ve küresel gündemin
bir numaralı konusu “referandum”.
Şüphesiz referandum önemli bir konu ve birden fazla yönü var. Hukuki, siyasi, ekonomik, güvenlik ve uluslararası ilişkilerden oluşan uzun bir listeden söz ediyoruz. Tartışmayı uluslararası hukuk veya Irak iç hukuku üzerinden yürütebileceğimiz gibi, enerji politikaları, bölgesel rekabet ya da diğer ülkelerin iç politikalarına etkisi olan Kürt sorunundan, Türkmenlerden, Şiiler üzerinden de yürütebiliriz.
Bu çerçevede göz ardı edilmemesi gereken husus, gelişmelerin aşamaları ve zaman boyutu. Mevcut tablo bize, referandumun tek bir hamleyle Kürt bölgesini bağımsızlığa götürmeye yetmeyeceğini söylüyor. Eğer Kürt tarafı bağımsızlıkta veya gevşek bir konfederal yapıda ısrarcı olursa referandum sonrasında uzun müzakere süreçleri yaşanacak ve/veya çeşitli çatışmalara tanıklık edeceğiz.