Dünyada olup bitenleri anlamaya çalışıyoruz. Yeni güç dağılımı, değişen dengeler, araçlar, ilişkiler geçmişten farklı. Çin yükselirken ABD de dikkatini Doğu’ya kaydırıyor. Rusya, bölgesel güç olarak on yıl öncesine göre daha aktif. AB ise kendi iç işleriyle meşgul.
Bu arada devletler kadar devlet dışı aktörler de faal. Mücadele ağırlıklı olarak ekonomi, finans, kamuoyunu yönlendirme ve ticaret alanına kaymış görünüyor. Geleneksel yaklaşımlar ve hukuki normlar her geçen gün etkisini kaybediyor. Örneğin, ABD müttefiki AB’yi ticari alanda hizaya sokmaya çalışırken “Savaştayız” diyebiliyor. Çin’i teknoloji “hırsızlığı” ile itham ediyor. İran ile yapılan nükleer anlaşmadan çekildiğini ilan edip tek yanlı yeni bir ekonomik ambargo uygulamaya girişebiliyor. NATO üyesi, “müttefiki” Türkiye’yi açıkça ekonomik yaptırımla tehdit ediyor. Bunlar kamuoyunun gözleri önünde olup bitenler.
Bir de buz dağının görünmeyen yüzü var. Gittikçe artan etkinliğe sahip, istihbarat dünyasının örtülü/açık faaliyetlerinden söz ediyoruz. İstihbaratçılar riskler ve fırsatlar dünyasında karar alıcılara doğruya yakın bilgi üretmenin yanı sıra, savaş ve diplomasinin işe yaramadığı durumlarda “rakipleri, müttefikleri” yola getirmeye çalışıyor.