Bugün tanıklık ettiğimiz gelişmeler bize S-400 hava savunma füzesinin sadece Türkiye’nin hava savunmasını sağlamak için satın alınan ticari veya askeri bir malzeme olmanın ötesinde bir mana taşıdığını söylüyor. O halde tartışmaları daha geniş bir çerçevede ele almak gerekir.
Görünen o ki S-400 buz dağının görünen kısmı. Konuyu, küresel rekabet bağlamında mercek altına aldığımızda, ortaya oldukça ilginç bir tablo çıkıyor. Bu tablo, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri devam eden, zaman zaman iniş çıkışlar gösteren ABD-Rusya rekabetinin çok da alışık olmadığımız bir safhasıyla doğrudan ilintili.
1945’ten beri ABD ile Rusya arasında “takım belirleme” ve “alan paylaşımı” hususunda zımni bir uzlaşma söz konusu. Soğuk Savaş bitene kadar iki taraf mümkün olduğunca birbirlerinin alanına doğrudan girmedikleri gibi, asıl takım üyelerini ayartma işlerinden de uzak durdular.