Bu pazar sandığa gidiyoruz. Kampanya boyunca liderler bir dizi vaatte bulundular. Liste uzun. Ekonomiden dış politikaya, eğitimden güvenliğe, askerlikten mülteci sorununa kadar. Bu köşeyi okuyanlara garip gelse de bugünkü yazımı, seçim vaatleri arasına giren “sokak hayvanlarına” ayırdım.
Sakarya’da bir yavru köpeğin ayaklarının ve kuyruğunun hunharca
kesildiğini gösteren resimlerin medya ve sosyal medyada haber
olması birçok insanın vicdanını yaraladı. Masum bakışlı yavru köpek
hayatını kaybetti. Hepimiz bu vicdanlara sığmayan davranışı kimin,
hangi motivasyonla yapabildiğini sorgulamaya başladık.
İnsanlarımızda eksik olan neydi? Benzer hadiselerin önlenmesinde
hukuki düzenlemelerin etkisi olur muydu?
Mevcut koşullar ve tutumlar ışığında, masum bakışlı siyah köpek yavrusunun başına gelenlere birçok hayvanseverin tanıklık ettiğini söylemek abartılı olmaz. Bunlardan birisi de benim. Başlıkta sözünü ettiğim “Şanslı” bizim ailenin sahiplendiği, zorla emekli edilmiş Kangal kırması bir çoban köpeği. Beş yıl önce ilk karşılaştığımızda çobanlar onu, hastalığı nedeniyle dağ başında ölüme terk etmişlerdi. Tüm tüyleri dökülmüş, derisi simsiyah olmuş, ayakta duramayan bir kemik torbası gibiydi. Onu sahiplendik. Tedavi ettirdik. Aşılarını tamamladık. Kimlik çıkarttık. Ancak insanlardan kaynaklı kötülükleri önlemekte pek başarılı olamadık.