Nihat Ali Özcan Milliyet Gazetesi

Türkiye’nin Kuzey Irak’ta ‘politik hedefi’ üzerine...

Küresel ve bölgesel siyasi düzenin, ilişkilerin tarihte hiç olmadığı kadar dinamik ve değişken olduğunu söylemek çok da iddialı olmaz. Yeni düzen/düzensizlik kendine has özellikler üretirken...

29 Eylül 2017 | 449 okunma

Küresel ve bölgesel siyasi düzenin, ilişkilerin tarihte hiç olmadığı kadar dinamik ve değişken olduğunu söylemek çok da iddialı olmaz. Yeni düzen/düzensizlik kendine has özellikler üretirken, değişkenler belirliyor ve ilişkileri oluşturuyor. Doğal olarak, yarına dair gelişmeleri öngörmek çok da kolay değil. Bu durum bireyleri, toplulukları, devletleri ve en fazlada karar alıcıları etkiliyor. 
Kürt Bölgesel Yönetimi’nin “bağımsızlık” referandumu ve ardından yaşananlar bu tabloya iyi bir örnek teşkil ediyor. Zaten belirsizliklerin hâkim olduğu siyasi, ekonomik, güvenlik ortamını referandum daha da muğlak hale getirdi. Nitekim bu gün gelişmeleri öngörmek, geçen haftadan çok daha zor görünüyor.
Sorun sadece ortamın muğlaklığından, aktörlerin çokluğundan, niteliğinden kaynaklanmıyor. En az bunlar kadar önemli olan Türkiye’nin “politik hedefinin” muğlaklığından, bir türlü net olarak tarif edilememesinden de kaynaklanıyor. 
Herkes, Kuzey Irak Kürt Yönetimi’ne karşı Türkiye’nin kullanabileceği araçların çokluğu ve etkinliğinden söz ediyor. Habur Hudut Kapısı’nın kapatılmasından sivil uçuşların iptaline, boru hattının kesilmesinden televizyon yayınlarına son verilmesine kadar. Hatta beş bin gönüllü sivilin hazır olması, hareket halindeki tankların çıkardığı toz bulutu, Bağdat hükümetinin gönderdiği, 32 kişilik caydırıcı askeri birlik de (!) buna dâhil edilebilir. Tabii ki uluslararası hukukun askeri güç kullanma konusunda sağladığı meşruiyeti de (!) unutmamak gerekir.  
Evet, listenin uzunluğu ve çeşitliliği heyecan verici. Ancak ortada bir sorun var. Sahi, Türkiye’nin siyasi hedefi nedir? Başka bir ifadeyle, sandığa giden ve referandumu gerçekleştiren Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nde nasıl bir tablo oluşursa, Türkiye’nin politik hedefi gerçekleşmiş olur ya da stratejik önemde        ilerleme sağlanır? 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Çin-İran ilişkilerine dair 14 Temmuz 2020 | 2.459 Okunma Çin ve Doğu Türkistan 10 Temmuz 2020 | 3.264 Okunma Türkiye’nin Libya hamlesi politik düzeyde taşları yerinden oynatırken 07 Temmuz 2020 | 3.463 Okunma ‘Centilmenler’ başkalarına ait mektupları okumazlar mı? 30 Haziran 2020 | 2.233 Okunma ABD ve AB “yıllık terörizm raporlarını” birlikte okumak 26 Haziran 2020 | 2.459 Okunma