Severdim onu. Yanına koşardım. Çağırdığında sözünü iki etmezdim.
Sırdaşım gibiydi. Sıkıntımda yoldaşım gibiydi. O benden memnundu,
ben ise onun bazı hareketlerinden memnun değildim. Uyarırdım.
"Yol yakınken Rahman'ın izine
gir" derdim. Kalbini gösterirdi. Hakikaten de iyi bir kalp
sahibiydi. Kimseye kötülük düşünmezdi, kendi halindeydi.
Her vesilede arkadaşıma iyi şeyler anlattım.
Hep dinledi beni. Sözüme, özüme tebessüm etti.
'Evet'ime 'hayır' demedi. 'Hayır'ıma da 'evet' demedi. Ama gönülden
hiç tamam demedi.
Yıllar geçti böyle. Ben konuştum o dinledi. Sadece dinledi. Ben
söyledim o doğruladı. Ama dilinde sadece. Çünkü dediklerimi hiç
yapmadı.
Dediğime hiç gelmedi.
Ben bir gün dedim ki; "Peygamberi yol arkadaşı
seç. Onunla yola koyul. Onunla yol al".
Dedi ki; "Benim aklım, benim yoldaşımdır.
Nefsim benim yol göstericimdir. Canımın doğru
dediği doğrum, gönlümün yanlış dediği
yanlışımdır."
Hak şahidimdir hep çabaladım. Koşuşturdum. Taşı eritecek bir...